top of page

SANAT NEDİR? Bölüm 2: Nelere sanat eseri deriz?

Güncelleme tarihi: 24 Oca 2021

57 farklı kişinin sanata dair tanımlamalarını birinci bölümde paylaştık. Açıkça görüldüğü üzere sanat nedir sorusuna herkesçe kabul edilen tek bir tanım söz konusu değil. Sanatçıların, sanat tarihçilerinin, sanatseverlerin kendine göre farklı tanımlamaları mevcut sanatla ilgili. Herkes hemfikir midir bilinmez ama sözlüklerden de sanat tanımlarına ulaşabiliriz. TDK ‘sanat’ı birinci anlamıyla; “Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık” olarak tanımlar. Türkçede kullandığımız ‘sanat' kelimesi arapçadan gelir. (san’at – imalat, işçilik, ustalık, hüner anlamına gelmektedir.) Oxford sözlükte ise ‘sanat’ kelimesinin İngilizce karşılığı olan ‘art’; “özellikle resim, çizim veya heykelde fikir veya duyguları ifade etmek için hayal gücünün kullanılması” olarak tanımlanır. (Latince: artem) Bu durumda hem sözlük anlamlarına, hem de farklı dönemlerde yaşamış önemli kişilerin tanımlamalarına baktığımız zaman bir üretim ve bu üretimin insan eliyle ve fikriyle olduğu noktasında bir fikir birliği söz konusu olmaktadır.



Başka bir Kaynağa göre; “Sanat sözcüğü, Arapçadaki suni sözcüğünden türemiştir. Benzer şekilde sanat sözcüğü; İngilizcede (art) artifical, Almancada (kunst) künstlich sözcüklerinden türemiştir. “Sanat” kelimesinin türediği bu üç kaynak sözcük de “yapay” demektir. Yani ilk kullanıldığı zamanlar sanat, içinde yapaylığa dair anlamlar barındırmaktadır.” ( Kaynak: http://mozartcultures.com/sanat-nedir/ )

Biyolog Sinan Canan, sanatı, bu iki temel noktayı kapsayacak şekilde güzelce bir tanımlar: Yüksek bilişsel özelliklere sahip bir beyin soyut bir takım düşünceler üretir. Daha sonra da bu soyut düşünceyi bir somut yaratım halinde ortaya koyar. (Sinan Canan’ın konuşmasını Uykusuzlar Kulübü- 06 Aralık 2019 bölümünden dinleyebilirsiniz fakat konu sanat değil beyin ile ilgili 😊 )

O zaman sanat için, insan beyninin ürettiği soyut düşünce ve duyguların yani ürünlerin, insan eliyle, bir takım tekniklerle ve kurallarla somut nesnelere aktarılması diyebiliriz. Burada bir sanat eserinin 'belli kurallar ve teknikler' çerçevesinde oluştuğunun altını çizelim.

Genel olarak sanatı tanımladığımıza göre birkaç soru soralım;

Her insan eliyle ve düşüncesiyle yapılan iş sanat mıdır?

Hangi eserlerini sanat ürünü olarak değerlendiririz?

İnsanın kendini, düşünce ve duygularını anlatma ihtiyacından doğan sanat, insanlığın mağaralara bir takım şekiller çizmeye başlamasından beri var olmuştur.




Peki bugün bir duvara basitçe bir insan çizimi yapsak, hatta cin ali çizsek bu da sanat eseri sayılır mı? Buna tam olarak evet diyemiyoruz çünkü aradan geçen yüzyıllar bize birtakım estetik kaygılar kazandırdı. Bu nedenle sanatın herhangi bir alanında mutlaka ‘klasik dönem’ ya da ‘klasik teknik’ kavramlarıyla karşılaşmışızdır. İşte klasik diye adlandırdığımız dönemdeki sanatçılar, sanat eserlerinin üretiminde belli teknikleri ve yolları izlemişler, bunları da bize bir miras olarak bırakmışlardır. Farklı sanat akımlarının oluşması da sanat anlayışının ve tekniklerin sürekli bir değişim içinde olduğunu bizlere gösterir. Sanat öznel olduğundan dolayı, insanların sanat anlayışları da öznel olmuştur. Yeni nesil sanatçılar da kendilerine yakın gördükleri akımları takip etmiş, ya da günümüzdeki modern sanat anlayışı içerisinde özgün eserler vermişlerdir ve vermeye devam etmektedirler. Özgünlük demişken, bu kavram sadece modern sanatla uğraşan sanatçılar için değildir elbette, her sanatçı kendi özgünlüğünü oluşturabilir.


"Bir yapıtın sanat eseri olabilmesi için, insan elinin emeği olması, güzel olması ve orijinal olması gibi şartlar aranmaktadır. İnsan eliyle yapılmış olan fakat insanda hayranlık uyandırmayan basit işler sanat sayılmamaktadır. Sıradan herkesin yapabileceği bayağı işler sanat eseri sayılmayacağı gibi, bunların ortaya koyanların da sanatçı olarak kabul edilmesi mümkün değildir.’’ (Kaynak: SANAT, SANATÇı, SANAT ESERİ VE AHLAK -Yrd. Doç. Dr. Bayram AKDOGAN)


İlk zamanlarda basitçe çizilmiş, anı anlatmaya çalışan insan ve hayvan figürleri, zamanla yerini devasa ve büyük işçilik gerektiren eserlere dönüşmüşlerdir. Günümüzde ise bu detaylı işçiliklerin tekrar basit figürlere, hatta boş duvarlara dönüştüğünü görüyoruz. Şimdi cin aliye dönelim.


Madem boş duvarlar, bantlanan muzlar sanat eseri sayılıyor da bizim cin ali neden sanat eseri sayılmıyor? Çünkü ilk zamanlarda çizilen figürün yapılış amacıyla, şimdiki şekillerin, bantlanmış muzların yapılış amacı aynı değil. Şunu söyleyebiliriz ki sanat ilk zamanlarda belirli olayları veya olguları anlatma amacı taşırken, günümüzde felsefi bir düşünceyi yansıtma amacı da taşımaktadır. İlk zamanlarda sanat olay veya olguları yani bilgiyi aktarmak için bir araçtı. Şimdi ise kameralar, fotoğraf makineleri, kitaplar bizim bilgi aktarma araçlarımızı oluşturmakta. Bu nedenle ürettiğimiz sanat eserleri artık sadece bilgi aktarmaz, felsefi bir düşünceyi, bir eleştiriyi ya da bir fikri aktarır. Şunu da belirtelim ki anlamsız ya da basit bulduğumuz bir çok sanat eseri aslında arkasında bir fikir barındırmaktadır. Bu eserlerin sanatçılarının çoğu da klasik sanatı bilmekte ve onun üzerine kendinden bir şey katarak yeni yorumlar ortaya çıkarmaktadır. Yani, bir eserin sanat eseri olup olmadığını tartışırken, insanlığın sanattaki birikimini bir kenara atamıyoruz çünkü ürettiklerimiz bu birikimde temel buluyor. Eserleri değerlendirirken de sanatçıların bilgi ve birikimleri önemli hale geliyor. Bu nedenle Cin Ali'yi Picasso çizerse sanat eseri, alt kattaki komşunun çocuğu çizerse karalama olarak görüyoruz.

Gearge Dickie'nin sanat tanımıyla konuyu özetleyelim; Sanat eseri bilinçli olarak insan eliyle yapılmış, belirli bir sosyal kurum olan Sanat Dünyası için hareket eden, kişi veya kişiler tarafından, bazı özellikleri hakkında fikir birliğine varılmış, özgün niteliklere sahip, beğeni kazanmaya aday objedir.’’ Burada, “Sanat Dünyası için hareket eden, kişi veya kişiler tarafından”, sözü aslında sanat eserini kimlerde aramalıyız? Sorusuna cevap veriyor. Bir sanat eseri ancak, sanat kaygısı taşıyan bir sanatçının elinden çıkar.



Son olarak yazarken kaynak aldığım ve youtube’da sanat, felsefe, kültür ile ilgili içerikler hazırlayan Dilozof kanalını öneriyorum ve konuyla alakalı videoların linkini de bırakıyorum;

1) Çağdaş sanat saçmalık mı? Duvardaki muz neyi anlatıyor? https://www.youtube.com/watch?v=3WOSNHVB5-Q&list=PLgUi8_YoxkDo7kov9s9DyhUQHHOGDP6jG&index=1


2)SANAT, SANATÇı, SANAT ESERİ VE AHLAK-Yrd. Doç. Dr. Bayram AKDOGAN (https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/583682)

139 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page